1
Kuleli
2
Uskudar
3
Eminönü
4
Galata
5
Galataport
6
Beşiktaş
7
Arnavutköy
8
Rumelian Fortress
9
Anatolian Fortress
10
Kuleli

Istanbul Bosphorus tour departure: Kuleli

Kalkış yeri Kuleli

Kuleli'nin mimari harikalarını ve kültürel hazinelerini keşfedin. Asya Yakası'ndaki bu keyifli yolculuğun ardından unutulmaz bir Boğaz turu için bize katılın.

Şehir turu
Tarih
Aile dostu
Google Maps is loading
Toplam Seyir:42 Mil
Toplam Seyir Süresi:2 hours
Saffet Emre Tonguç
Saffet Emre Tonguç

Explore what this itinerary offers!

Kuleli, tarihi cazibesi, nefes kesen Boğaz manzarası, kendine özgü mimarisi ve göz alıcı yeşillikleri ile biliniyor. Kuleli’nin keyifli atmosferinden başlayarak, Asya ve Avrupa kıtalarını ayıran, dünyanın en güzel boğazlarından birinde eşsiz bir yolculuğa çıkıyoruz. Bugün, sizi muhteşem bir İstanbul deneyimine götürmek için buradayız. Boğaziçi'nin büyüleyici manzarasında, İstanbul'un tarihi eserlerinden köprülerine, saraylarından hisarlarına kadar birçok yeri keşfetmeye hazır mısınız? 

Hava muhalefeti veya olağanüstü durumlar söz konusu olduğunda, tur programımız sizin güvenliğiniz ve konforunuz gözetilerek en iyi şekilde revize edecektir. Teknenin detayları ve gün boyunca keşfedeceğiniz yerler hakkında kısa bir bilgi alışverişiyle başlayacağız. Gemiye Hoşgeldiniz!

Fotoğraflar
1

Kuleli

Kuleli, İstanbul'un muhteşem manzarasına sahip, tarihi bir semt. Boğaziçi'nin incisi olan Kuleli Askeri Lisesi'nin bulunduğu noktada bulunuyor ve Boğaziçi'nin sakin sularında yol alırken, Kuleli'nin tarihi dokusunu ve etkileyici mimarisini keşfetme fırsatı sunuyor.

Editörün Fotoğrafları
Önemli Noktalar
Kuleli Military High School
4.9

Boğaz’ın en etkileyici yapılarından biri kesinlikle Kuleli Askeri Lisesi. Balyan Ailesi tarafından tasarlanan yapı geniş bir arazi üzerine yer alıyor. Burası eskiden Osmanlı kışlasıymış. Okulun en özgün mimari özellikleri, iki köşesinde yer alan beş katlı kuleler ve cephede ortada bulunan teraslı Hünkar Kasrı.

Tarihi Yer
Elephant Stables
4.9

Kuleli yakınlarında yer alan bu taş binalar fil ambarları olarak inşa edilmiş ve daha sonra silah deposu olarak kullanılmış. Hemen sahilde yer alan Sumahan Otel de, eski bir içki fabrikası iken restore edildikten sonra endüstriyel tasarımın harika bir örneği olan bir otel olarak hizmet vermeye başladı..

Tarihi Yer
Çengelköy Mansions
4.9

Çengelköy İskelesi’nin yakınlarında, Ayios Yeoryios (Aya Yorgi) Kilisesi’nin hemen önünde yer alan 4 katlı Server Bey Yalısı ile benim Boğaz’da ziyaret ederken en çok etkilendiğim yalılardan biri olan, aşı boyalı Sadullah Paşa Yalısı Çengelköy’ün en önemli yalıları olarak sayılabilir.

Vahdettin Köşkü, Çengelköy sırtlarında yer alıyor. Sarı rengi ile soğan kubbeli mimarisiyle dikkat çeken yapı İstanbuldaki iki yazlık saraydan biri. Köşk, padişah olmadan önce Şehzade Mehmed Vahdeddin Efendi tarafından kullanıldığı için Vahdettin Köşkü adıyla biliniyor. Şu anda Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı tarafından 'Çalışma Ofisi' olarak kullanılıyor.

Tarihi Yer
Beylerbeyi Mansions
4.9

İki tarafında kuleler olan beyaz yalı, Mabeyinci Faik Bey Yalısı. Hemen yanındaki ise Hasip Paşa Yalısı olarak geçer. Mabeyinci Faik Bey Yalısı'nda tarihi ve kült bir film olan ‘Topkapı’ filmi çekilmiş. Melina Mercouri ve Peter Ustinov’un oynadığı bu filmde hırsızlar Topkapı Sarayı’ndaki zümrüt hançeri çalmaya çalışıyorlardı.

Osmanlı zamanında eğer bir camide iki tane ve daha fazla minare bulunuyorsa, bir sultan tarafından yaptırıldığı anlamına geliyordu. Deniz kıyısındaki bu küçük bahçesiyle Beylerbeyi Camisi, 1778 senesinde Sultan 1. Abdülhamid tarafından annesi Rabia Sultan için Laleli Camii’nin de mimarı Mehmed Tahir Ağa’ya yaptırılmış. Banisi nedeniyle bir adı da Hamid-i Evvel Camii olan yapı, Barok tarzda inşa edilmiş.

Tarihi Yer
Beylerbeyi Palace
4.9

Boğaz'ın en güzel saraylarından biri olan Beylerbeyi Sarayı tüm görkemiyle İstanbul’a etkileyici bir silüet katar. Bu saray, yazlık bir konut olarak kullanılmış. Sol tarafı harem bölümünü, sağ tarafı ise selamlık bölümünü içeriyor. Sarkis Balyan tarafından yapılan saraylardan biri olan yapı, Cumhuriyet ilan edildikten sonra Milli Saraylar içerisinde yer almıştır. 

3.Napolyon’un eşi İmparatoriçe Eugénie, Süveyş Kanalının açılışı için İstanbul’a geldiğinde, burada konaklamış.Anlatılanlara göre imparatoriçe ile Sultan Abdülaziz burada büyük bir aşk yaşamışlar. İmparatoriçe burada gördüklerinden çok etkilenerek pencerelerin bire bir kopyasını Paris’teki Tuileries Sarayı’na yaptırmış. 3.Napolyon’un İstanbul’u anlatan çok hoş bir sözü vardır. Diyor ki ”Dünya tek bir ülke olsaydı başkenti İstanbul olurdu.

Tarihi Yer
Kuzguncuk
4.9

Birinci Köprü’yü geçince hemen yamaçta göreceğiniz üçgen çatılı Cemil Molla Köşkü Kuzguncuk’un en güzel köşklerinden biri. Bugün bir inşaat firmasının merkezi olarak kullanılıyor. Eskiden zenginlerin hem haremlik hem selamlık iki tane yalısı olurmuş. Fakat kışın sahil rutubetli olduğu için, koru içindeki köşkleri tercih ederlermiş. Dolayısıyla Cemil Molla Köşkü kışlık köşk olarak geçiyor. II. Abdülhamid döneminde bir kültür merkezi görevi üstlenen Cemil Molla Köşkü, sanatın yanı sıra şehrin ilk elektrikle aydınlatılan yapılarından biri, imparatorluğun ilk telefonlarından biri, özel sinema salonu ve fotoğraf stüdyosuna sahip olmasıyla zamanının ötesinde bir yermiş.

Deniz kenarında yer alan Üryanizade Camii, 1860 yılında 2. Abdülhamid’in şeyhülislamlarından Üryanizade Ömer Efendi tarafından yaptırılmış.Hem tarzının en güzel örnekleri arasında sayılan saçaklı ahşap minaresiyle hem de şirin bir yalıya benzeyen görüntüsüyle dikkatinizi hemen çekecek.

Kuzguncuk sırtlarında gördüğünüz sarı bina, Kuzguncuk İlköğretim Okulu binası, geçmişte Marko Paşa'nın eviymiş. Marko Paşa, Kızılay'ın kurucusu Rum bir doktormuş. Marko Paşa hakkında anlatılanlara göre, kimseyi dinlemezmiş. İnsanlar uzun uzun anlatır ama Marko Paşa sadece "Anlatın ne oldu?" dermiş. Bu ifade Türkçeye bir deyim olarak yerleşmiştir: 'Anlat derdini Marko Paşa'ya'.

Kuzguncuk “Kutsal topraklara gitmeden önceki son durak” olarak kabul edilmiş Yahudiler tarafından, bu yüzden de kutsal topraklara gidemeyenler burada yaşamak ve hiç değilse buraya gömülmek istemişler. İlk olarak 15. yüzyılda İspanya’daki zulümden kaçan Yahudilerin yerleştiği semt, 17. Yüzyıla gelindiğinde bir Yahudi köyü halini almış. Bu yüzden “Küçük Kudüs” olarak isimlendirilmiş.

17. yüzyılda Rumların ve Ermenilerin gelmesi bu sahil kasabasına ayrı bir kültürel zenginlik katmış. Türkler nedense pek rağbet etmemişler Kuzguncuk’a ve Paşalimanı çevresine yerleşmeyi tercih etmişler. Bu sebeple bugün burada iki sinagog, iki Rum kilisesi ve bir tane Ermeni kilisesi görebilirsiniz. Bu durum Kuzguncuk’un geçmişte ne kadar kozmopolit olduğunu gösteriyor.

Fethi Ahmet Paşa Korusu’nun önündeki pembe yalı Fethi Ahmet Paşa Yalısı. Bir dönem Nazım Hikmet’in burada yaşadığı biliniyor. Bu yalı denizin üzerinde yer aldığı için 'lebiderya' yalısı olarak geçer. Osmanlı hanedanından Atiye Sultan’ın eşi olan Fethi Ahmet Paşa aynı zamanda Harbiye’deki Askeri Müze’nin de kurucusu.

Semt
2

Uskudar

Boğaz’ın hemen girişinde yer alan Üsküdar, şehrin en eski yerleşim bölgelerinden biri. Bu sebeple köklü bir tarihe sahip. Üsküdar’ın ilk zamanlardaki adı “Chrysopolis”  yani Altın Şehri imiş. Bu ismin Pers istilacılarının Anadolu’dan getirdikleri ganimetlerini burada saklamalarından ya da güneşin Boğaz’da batarken oluşturduğu renklerden kaynaklandığı söyleniyor.İstanbul'un fethinden önce, Bizans döneminde askerî kışla anlamındaki "Scutari" adını almış. Bu kışlaların olduğu bölgeye “Skutarion” adı verilirmiş. Üsküdar, Osmanlı döneminde önemli bir merkez haline gelmiş ve bu özelliğini hep korumuş.

Üsküdar'da Osmanlı döneminden kalma çeşmeler, hanlar, hamamlar ve tarihi konaklar bakımdan oldukça zengin. Sahil kesimi ise İstanbulluların ve İstanbul’u keşfedenlerin şehrin güzelliklerini seyretmek ve dinlenmek için sıklıkla tercih ettiği bir nokta.

Editörün Fotoğrafları
Önemli Noktalar
Mihrimah Sultan Mosque
4.9

Mihrimah Sultan Camii, Kanuni Sultan Süleyman'ın kızı Mihrimah Sultan'a adanmış. Anlatılan hikayelere göre, Mimar Sinan'ın Mihrimah Sultan’ı sevdiği söylenir ve bu nedenle onun adına iki cami inşa ettiğine inanılır. Diğer cami, Edirnekapı'da bulunuyor. Yine denir ki; Edirnekapı'daki caminin üzerinden güneş batarken, Üsküdar'daki caminin üzerinden ay belirir. Çünkü Farsça'da "Mihrimah", güneş ve ay anlamına gelir. Sinan, zaman içinde imzası haline gelen yarım kubbeleri ilk kez burada kullanmış. Mihrimah Sultan Camii'nin diğer adı da İskele Camii. İlk yapıldığında deniz kıyısında olan binaya sultanlar kayıkla geliyormuş. Şadırvandan görebileceğiniz manzara İstanbul’daki en iyi manzaralardan biri olarak tanımlanıyor.

Tarihi Yer
Yeni Valide Mosque
4.9

Yeni Valide Camii, döneminin en güzel yapılarından biri. Lale Devri'nin önde gelen mimarlarından Kayserili Mehmed Ağa, camiyi klasik Osmanlı mimarisiyle inşa ederken Valide Sultan'ın incelikli ruhunu ve zarafetini en güzel şekilde yansıtmış. Avlu ortasında yer alan sekizgen şadırvan ve Gülnûş Emetullah Sultan adına yapılan çeşmenin ince taş işçiliği oldukça dikkat çekici.

Tarihi Yer
Semsi Pasha Mosque
4.9

Şemsi Paşa Camii, Mimar Sinan tarafından Üsküdar sahiline inşa edilen küçük bir cami. Şemsi Paşa, kendisi adına yapılacak caminin üzerinde kuşların olmasını istememiş ve Mimar Sinan’a böyle bir talepte bulunmuş. Mimar Sinan öyle nokta şeçmiş ki Paşa’nın isteğini yerine getirebilmiş. Buradaki rüzgar akımı sebebiyle camiye ‘Kuşkonmaz Camii’ de denir.

Tarihi Yer
Rum Mehmed Pasha Mosque
4.9

Şemsi Paşa Camii’nden kısa bir yürüme mesafesinde, solda yokuştaki bu küçük cami Fatih Sultan Mehmed’in sadrazamlarından Rum kökenli sadrazamlarından Rum Mehmed Paşa için inşa edilmiş. Osmanlı İmparatorluğu döneminde İstanbul'un Anadolu Yakası'nda yapılan ilk cami olan yapının diğerlerine göre daha yüksek olan merkez kubbesi, binaya Bizansvari bir görünüm katıyor. Caminin özgün planına dahil edilen külliye öğeleri arasında medrese, hamam ve imarethane bulunurdu, ancak zaman içinde bu yapılar günümüze ulaşamamıştır.

Tarihi Yer
Maiden's Tower
4.9

Sadece semtin değil İstanbul’un da en önemli simgelerinden biri, Kız Kulesi. Boğaz'ın ortasında yer alan bu tarihi kule, Marmara Denizi'ne yakın bir konumda,Boğaz’ın girişine yakın küçük bir adacık üzerine inşa edilmiş. Burada inşa edilen ilk bina MÖ 411 yılında Atinalı General Alkibiades tarafından Persleri durdurmak için yaptırılmış. Daha sonra Bizans İmparatoru 1. Manuel Komnenos minik bir kale inşa ettirmiş. 1. Komnenos kalesinin yerine Fatih Sultan Mehmed’in yaptırdığı küçük kale 1509 senesinde depremden zarar görünce Sultan 1. Selim tarafından restore edilmiş. Kız Kulesi bir dönem hapishane olarak kullanılmış.Bir yangın sonrasında büyük ölçüde zarar gören kule Sultan 3. Ahmed’in sadrazamı Damad İbrahim Paşa tarafından yenilenmiş ve bir deniz fenerine dönüştürülmüş. Günümüze ulaşan en son hali ise Sultan 2. Mahmud tarafından yaptırılmış.

Anlatılan hikayeye göre, Bizans İmparatoru'nun güzel bir kızı varmış. Bir gün bir falcı gelir ve kızının bir yılan tarafından ısırılacağını söyler. Bunun üzerine imparator, kızını korumak amacıyla onu Kız Kulesi'ne hapseder. Ancak bir gün yaşlı bir kadın, elinde bir sepet üzümle gelir ve içinde gizlenmiş bir yılanla kuleye girer. Maalesef, yılan kızı sokar ve hikaye burada trajik bir sona ulaşır.

Tarihi Yer
Selimiye Barracks
4.9

4 kulesiyle kale gibi duran yapı, bulunduğu semte de adını veren Selimiye Kışlası. Kırım Savaşı sırasında hastaneye çevrilen kışlada, temel hijyen kurallarını uygulayarak yaralanan askerler arasında ölüm oranını ciddi derecede düşüren ve adını tıp tarihine yazdıran ‘Florence Nightingale’ de görev almış.

Tarihi Yer
3

Eminönü

Boğazdan sonra Marmara Denizi başlar. Marmara kelimesi Rumca “mermer” anlamına gelir. Antik çağlardan beri adadan çıkarılan Marmara Mermeri; adaya, denize ve bölgeye ismini vermiş. Burada Avrupa Yakası’nda istanbul'un meşhur deniz surlarını görüyoruz. Bu surlar geçmişte yaklaşık 20 kilometre uzunluğundaydı. Kara surları ise Zeytinburnu’ndan başlayıp Ayvansaray’a kadar uzanıyorlar. Kara surları deniz surlarına göre daha güçlü yapılmış. Çünkü deniz surlarında kullandıkları Rum Ateşi ‘Greek Fire’ adlı savunma karşısında o dönemin ahşap olan gemileri pek dayanamıyormuş. Karadan gelen saldırılar içinse daha fazla önlem alınmış.

Editörün Fotoğrafları
Önemli Noktalar
Sarayburnu
4.9

Avrupa Yakası’na baktığımızda Boğaz’ın tam girişinde Sarayburnu karşılar bizi. İstanbul’un fethinden Dolmabahçe Sarayı yapılana kadar Osmanlı padişahlarına ev sahipliği yapan Topkapı Sarayı’nın Adalet Kulesi ilk göze çarpan yapılardan biri. Hemen deniz kenarında, Türkiye’de bir açık alana dikilen ilk Atatürk heykelini de görebilirsiniz. Heykelin bulunduğu yer Atatürk’ün naaşının Yavuz Zırhlısı’na konup İzmit üzerinden trenle son yolculuğuna uğurlandığı nokta.

Hemen ileri de zarif haliyle Sepetçiler Kasrı’nı göreceksiniz. Sultanların Boğaz ya da Haliç’e giderken saltanat kayıklarına bindikleri yer olarak da bilinen Sepetçiler Kasrı’nın mevcut hali 1643’te Sultan 1. İbrahim tarafından yaptırılmış.

Kasrın arkasında göreceğiniz yeşil alan ise 100 bin metre karelik alanıyla Gülhane Parkı. Şehrin nefes alma duraklarından biri olan park, 13. Yüzyılda Konstantinopolis Üniversitesi’ne de ev sahipliği yapmış.

Tarihi Yer
Hagia Irene
4.9

Aya İrini, Doğu Roma İmparatorluğu döneminde, Ayasofya’dan sonra İstanbul'un ikinci büyük kilisesi. "Kutsal Barış" anlamına gelen Aya İrini, kırmızı tuğla görünümlü ve geniş bir kubbeye sahip. Topkapı Sarayı inşa edilirken Ayasofya ve Aya İrini arasından geçen dış duvarlar nedeniyle sarayın sınırları içinde kalan kilise, İstanbul'un fethinden sonra camiye dönüştürülmediği için Osmanlı döneminde hem içinde hem de dışında çok az değişiklik yapılmış. Günümüzde zaman zaman konserlere ev sahipliği yapan Aya İrini, bugün benzersiz bir örnek olarak kabul ediliyor.

Tarihi Yer
Hagia Sophia
4.9

Ayasofya, Bizans İmparatoru 1. Justinianus döneminde inşa edilmeye başlandı.  532-537 yılları arasında 10 bin işçi ve 100 ustanın yapımında çalıştığı kilise, dönemin iki en önemli mimarı, Trallesli (bugünkü Aydın) matematikçi ve fizikçi Anthemios ile Miletli mimar İsidoros tarafından tasarlanmış.Ayasofya’nın adı “kutsal bilgelik” anlamına geliyor. Bu terim, Ortodoks Hristiyanlık'ta Tanrı'nın üç özelliğinden biri olan "kutsal bilgelik" kavramını simgeler. 1000 yıl boyunca dünyanın en büyük katedrali ünvanını elinde tuttu. Ayasofya, başlangıçta bir bazilika olarak inşa edilmiş, günümüzde ise 4 minareye sahip bir camii olarak hizmet veriyor.

Bu özel yapının günümüze ulaşabilmesinde, Mimar Sinan’ın 1573 yılında ilave ettiği güçlendirilmiş devasa payandaların etkisi büyük. Ayasofya, dünya çapında önemli bir simge olarak kabul ediliyor.

Tarihi Yer
Sultanahmet, Blue Mosque
4.9

Sultanahmet Meydanı’nda Ayasofya Camii’nin tam karşısında başka bir özel yapı bulunuyor. Osmanlı Padişahı 1. Ahmed tarafından İstanbul'un Tarihi Yarımadası’nda, Mimar Sedefkâr Mehmed Ağa'ya yaptırılmış bu 6 minareli cami; mavi, yeşil ve beyaz İznik çinileriyle ünlü. Bu özellikleri nedeniyle Avrupalılar tarafından "Mavi Camii (Blue Mosque)" olarak anılıyor.

Tarihi Yer
Beyazıt Tower
4.9

Tepede gördüğünüz kule ise, İstanbul Üniversitesi bahçesinde konumlanmış olan Beyazıt Yangın Kulesi. Balyan Ailesi tarafından tasarlanmış. Osmanlıda ahşap evlerin yaygın olduğu bir dönemde, yangınlar çok sık olurmuş. Beyazıt Yangın Kulesi, bu yangınlara karşı önlem almak ve erken uyarı sağlamak amacıyla inşa edilmiş.

Tarihi Yer
Eğlence
Eminönü / Sirkeci
4.9

Eminönü ve Sirkeci, burada bulunan liman ve sonradan eklenen tren istasyonuyla İstanbul'un tarihi ve ticari merkezlerinden biri olmuş. İstanbul'un en eski semtlerinden biri olan Eminönü, Bizans ve Osmanlı dönemlerinden kalma birçok tarihi yapıya ev sahipliği yapıyor.  Burada bulunan çarşılar, dünyanın en eski ve en büyük çarşıları arasında yer alıyor. Özellikle 1. Ulusal Mimari tarzındaki hanlar görülmeye değer. Hemen sahilde bütün heybetine rağmen zarif bir şekilde duran Yeni Cami, bina kalabalığının içinde harika görüntüleriyle dikkati çeken Büyük Postane binası ve İstanbul Erkek Lisesi bölgede görülmesi gereken noktalar.

Tarihi Yer
Spice Bazaar
4.9

Mısır Çarşısı, Yeni Camii'nin arkasında yer alıyor. Osmanlı Dönemi'nde, 1597 yılında Safiye Sultan'ın talebi üzerine başlayan bu mimari şaheser, uzun bir inşaat sürecinden geçmiş. Kahire'den toplanan vergilerle finanse edilen çarşı, zaman içinde "Mısır Çarşısı" adını alarak meşhur olmuş. Çarşının koridorlarını keşfederken baharat kokuları eşliğinde zamanda bir yolculuğa çıkıyorsunuz.

Tarihi Yer
Eğlence
Alışveriş
Süleymaniye Mosque
4.9

İstanbul'un üçüncü tepesini süsleyen Süleymaniye, Mimar Sinan’ın “kalfalık eserim” dediği bir mimari harika. Bu muazzam eser, kilometrelerce uzaktan bile görülebilen bir ihtişama sahip. Süleymaniye'nin yapımına, Kanuni Sultan Süleyman'ın tahta çıkışının otuzuncu yıldönümünü kutlaması için yapılmıştır. Büyük açılış gününde, camiden çok etkilenen padişahın eseri açma onurunu mimara verdiği söylenir. Cami, tarihi olayları sembollerle ifade eden detaylarıyla dikkat çeker. Dört minaresi, İstanbul'un fethinden sonra tahta geçen dördüncü padişah olan Kanuni Sultan Süleyman'ı simgeler. Ayrıca, on şerefesiyle kuruluştan bu yana tahta geçen onuncu sultan oluşuna gönderme yapar.

Tarihi Yer
4

Galata

Galata, kendine özgü tarihi dokusunu modern yaşam tarzıyla buluşturan bir semt.  Bizans döneminde kendilerine tanınan imtiyazlarla bu bölgede bir koloni kuran Cenevizliler sayesinde bir merkez haline gelen Galata, İstanbul’un tam karşısında kendi hikayesini yazmış hep. Gördüğünüz an hayranlık uyandıran kulesi, Beyoğlu’na çıkan ve Karaköy’e inen sokaklarında gizli hazineleriyle her daim keşfedilmeyi bekleyen bir yer. Kültür ve sanat etkinliklerinin yanı sıra burada bulunan galeriler, butikler ve kafeler misafirlerine semtin ruhunu yaşatmayı vaat ediyor.

Karaköy ve Eminönü arasında uzanan Galata Köprüsü, şehrin simgesel yapılarından biri. Köprüde yürürken İstanbul’un güzelliklerini keşfetmekse şehrin en güzel hediyelerinden. 

Biraz Karaköy’den bahsetmeden olmaz. Yüzyıllardır liman olan Karaköy, sadece burada yaşayanların değil gelip geçenlerin kültürlerini de harmanlamış. İspanyol Engizisyonu’ndan kaçan Yahudilere ev sahipliği yapmış, 19. yüzyıl sonlarından itibaren Osmanlı’nın finans merkezi olmuş, kapılarını 1917 Bolşevik Devrimi’nden kaçan Beyaz Ruslara da açmış. Karaköy bakarken görmesini bilen gözler için sokaklarında hazineler saklıyor.

Editörün Fotoğrafları
Önemli Noktalar
Galata Tower
4.9

Galata Kulesi, İstanbul'un ikonik yapılarından biri olarak Boğaz'ın karşı yakasında göz alıcı bir silüet oluşturuyor. Hele geceleri İstanbul'un manzarasına eşsiz bir atmosfer katar. Buraya ilk kuleyi 528 yılında İmparator Ioustinianos inşa ettirmiş ama şu anda gördüğümüz cüsseli kule 1348-1349 yıllarında Cenevizliler tarafından yapılmış. 69,9 metre yüksekliğindeki kule, tarihi boyunca denizcilik için gözetleme kulesi, yangın gözetleme noktası ve hapisane olarak kullanılmış. Kuleye tırmandığınızda, muazzam bir İstanbul panoraması sizi karşılar; Boğaz'ın güzelliği, Haliç ve Tarihi Yarımadanın görkemli silueti… 2020'de yeniden restore edilen kule, müze olarak ziyaretçilere kapılarını açtı.

Tarihi Yer
Eğlence
Istiklal Avenue/Taksim
4.9

Galata’dan yukarı doğru çıkınca, önünüzde uzanan İstiklal Caddesi boyunca Beyoğlu’nu keşfetmek şehrin nabzını tutmak gibi. Taksim Meydanı'na geldiğinizde, şehrin kalbine geldiğinizi hissedersiniz. Türkiye'nin en ünlü ve yoğun caddelerinden biri olan İstiklal, hem yerel halkın hem de yabancı ziyaretçilerin keyifli zaman geçirebileceği renkli bir destinasyon. Dükkânlar, butikler, kafeler, restoranlar, barlar ve galerilerle dolu olan cadde, modayı takip edenlerden, sanatseverlere, gece hayatını sevenlerden tarih meraklılarına kadar geniş bir kitleyi cezbediyor. Sadece cadde değil ara sokaklarına dalınca adeta bir zaman tüneli açılır önünüzde.

Eğlence
Alışveriş
Kılıç Ali Pasha Mosque
4.9

Tophane tramvay durağının tam karşısındaki Kılıç Ali Paşa Camii 1580 yılında Kaptan-ı Derya Kılıç Ali Paşa  tarafından Mimar Sinan’a yaptırılmış. Kılıç Ali Paşa’nın, “Bütün denizler senin, karada ne işin var?” diyen ve arazinin Paşa’ya verilmesine karşı çıkan bürokratlar yüzünden camiyi denizi doldurarak inşa ettirdiği rivayet edilir. Eser, doksan yaşına yaklaşan Mimar Sinan tarafından büyük ölçüde Ayasofya model alınarak yapılmış.

Tarihi Yer
Istanbul Modern Art Museum
4.9

Galataport projesi kapsamında yeni binasına taşınan İstanbul Modern Sanat Müzesi,  enfes bir İstanbul manzarası eşliğinde ziyaretçilerini çağdaş sanatı keşfetmeye davet ediyor. 2004'te açılan müze, zengin koleksiyonu ve dikkat çeken sergileriyle sanatseverleri bir araya getiriyor. Müze, 14 yıl boyunca faaliyetlerini Tophane’deki ilk evi olan 4 numaralı antrepoda sürdürdü. Galataport Projesi kapsamında yenilenen, Renzo Piano imzalı binasına 2023 yılında taşındı.

Eğlence
Tophane / Tophane-i Amire, Foundry
4.9

Orijinal dökümhane 15. yüzyılda Fatih Sultan Mehmed tarafından yaptırılmış, oğlu 2. Bayezid zamanında genişletilmiş. Bugün gördüğünüz çok kubbeli yapısına ise 1803’te 3. Selim zamanında kavuşmuş. Mimar Sinan Üniversitesi’ne bağlı olarak sergi salonu ve etkinlikler için kullanılan binanın tepesinde göreceğiniz iki küçük top rölyefi binanın tarihini simgeliyor.

Tarihi Yer
5

Galataport

Boğaz kıyısında 1,2 km'lik sahil şeridini kapsayan Galataport İstanbul, tarihi limanı dünya standartlarında bir kruvaziyer limanına dönüştürerek sahil şeridini halkın erişimine açtı. Düşük katlı yapıları, mahalle konseptinde tasarlanmış mimarisi ve alternatif ulaşım olanakları ile ziyaretçilere havadar ve güvenli bir kültür-sanat, çalışma, alışveriş ve yeme içme deneyimi sunuyor.

Editörün Fotoğrafları
Önemli Noktalar
Cihangir Mosque
4.9

Sanat camiasının gözde semtine adını, küçük bahçesinden harika bir manzara seyredebileceğiniz, Boğaz’a hâkim tepenin üstünde kurulu Cihangir Camisi vermiş. Mimar Sinan, Kanuni Sultan Süleyman’ın 1553 senesinde üvey kardeşi Mustafa’nın katlinden duyduğu üzüntü yüzünden ölen oğlu anısına bir cami yapmış. Daha çok Dolmabahçe ve Ortaköy’deki Balyan camilerine benzer Cihangir Camii. Önündeki banklarda İstanbul’un en güzel manzaralarından birini seyretmek mümkün.

Tarihi Yer
Mimar Sinan Fine Art University
4.9

Üniversite adını; mimariye, sanata ve kültüre olan katkılarına vurgu yapmak için Osmanlı döneminin ünlü mimarı Mimar Sinan'dan almış. Ressam, arkeolog, sanat tarihçisi ve o dönemde Müze-i Hümâyun yani Arkeoloji Müzeleri müdürü olan Osman Hamdi Bey’in kurucu müdürü olduğu bu köklü üniversite, farklı kampüslerinin yanı sıra, eski Meclis-i Mebûsân binası olarak da kullanılan Fındıklı’daki Çiftesaraylar’dan Cemile Sultan Sarayı’nda hizmet veriyor.

Tarihi Yer
6

Beşiktaş

Beşiktaş, İstanbul'un tarih kokan semtlerinden biri olarak şehrin kalbinde yer alıyor. Boğaz'ın muhteşem manzarası eşliğinde, tarihi yapıları modern yaşamın enerjisiyle bir araya getiriyor. Bu semt herkesin ilgisini çekecek kafeleri, restoranları, butikleri ve eğlence mekanlarıyla şehrin buluşma noktalarından biri. İçinden geçen harika su yolunun yanı sıra İstanbul o kadar özel bir şehir ki üç farklı imparatorluğa başkentlik yapmış; Roma, Doğu Roma ve Osmanlı’nın izlerini her köşesinde görmek mümkün. Bununla birlikte, İstanbul'un en dikkat çekici özelliklerinden biri, iki farklı kıta üzerine yayılmış olması. Burası dünyada en hızlı ve en ekonomik şekilde kıtalar arası yolculuk yapabileceğiniz tek şehir. Düşünsenize; sadece 10 dakika gibi kısa bir sürede Avrupa'dan Asya'ya geçebiliyorsunuz. Bu açıdan Beşiktaş’ta estetik açıdan dikkat çeken harika tarihi iskeleler görürsünüz.

Editörün Fotoğrafları
Önemli Noktalar
Kabataş
4.9

İstanbul’un en iyi otelleriyle adından bahsettiren Kabataş bölgesi şehrin kavşak noktalarından birinde yer alıyor. Oysa Tophane; bir tarafında bölgeye hareket getiren Galataport, diğer yanında semtin sanatla buluşma mekanları Tomtom Mahallesi ve Çukurcuma ile son zamanlarda oldukça renk kazandı. 

Semtin hemen üzerinde gördüğünüz kare yapı, Atatürk Kültür Merkezi. Uzun süre kapalı kaldıktan sonra 29 Ekim 2021 tarihinde eski yapısına benzer mimarisiyle açılan merkez, İstanbul’un sanat hayatındaki merkezi konumunu yeniden kazandı. İçinde yer alan restoranlardan İstanbul’un nefes kesen manzarasını seyretmek bir harika! Hemen yanında gördüğünüz en yüksek bina ise şehrin hafızasında önemli bir yeri olan The Marmara Oteli. Onunda en üst katında çok keyifli bir restoran bulunuyor. Bu iki yapının arasında bulunan, kırmızı beyaz renkleriyle dikkat çeken bina ise Alman Başkonsolosluğu. Taksim’den Dolmabahçe’ye doğru inerken Gümüşsuyu Caddesi’nde hemen sağınızda kalan bu görkemli bina, geçmişte büyükelçilik binası olarak kullanılmış.

Mahalle/semt
Dolmabahçe
4.9

Dolmabahçe'ye geldiğinizde sizi önce Dolmabahçe Camii karşılıyor. Barok tarzda inşa edilmiş bu yapı, şehirdeki en güzel eserlerden biri. Asıl adı Bezmi Alem Valide Sultan Camii. Çünkü Dolmabahçe Sarayı’nı yaptıran Sultan Abdülmecid’in annesi Bezmi Alem Valide Sultan için yaptırılmış.

Hemen ardında, içinde Ritz Carlton'un da bulunduğu Süzer Plaza'yı görebilirsiniz. Bu gökdelenin arkasında ise eski kışla binaları bulunuyor. Günümüzde bu binalar İstanbul Teknik Üniversitesi'nin kampüsleri olarak kullanılıyor.

Süzer Plaza'nın devamında, Türkiye’nin ilk 5 yıldızlı oteli, Hilton’u görebilirsiniz. Eski İstanbul fotoğraflarında ve herkesin hafızasında yer etmiş şehrin sembolik yapılarından biri olan otelin 1955 yılındaki açılışı birçok ünlü ismin katılımıyla gerçekleşmiş. Hemen önünde ise Beşiktaş Futbol Kulübüne ait Vodafone Arena yer alıyor. Bu stadyumun özel konumuyla ilgili olarak ünlü Brezilyalı futbolcu Pele: “ Burada maç yaparken veya izlerken aynı zamanda karşı kıtayı da izleyebilirsiniz.” demiş.

Mahalle/semt
Dolmabahce Palace
4.9

Batı etkisinin yoğun bir şekilde görülmeye başladığı 19. Yüzyılın ortalarında, Osmanlı’nın geçmişle geleneksel bağını kırdığının bir işareti olarak kabul edilir, Dolmabahçe Sarayı. 110.000 metrekarelik alana yayılan sarayın adı da bulunduğu yerden geliyor. Daha evvel burası liman olan bir koyken 1. Ahmed zamanında yazlık Beşiktaş Sarayı için bir park ve cirit alanı yaratmak amacıyla stadyumun olduğu kısımdan getirilen toprak ile doldurulmuş.

Saray, Balyan Ailesi’nden gelen Garabed ve oğlu Nigoğos Balyan tarafından tasarlanmış. İstanbul’da, özellikler Boğaz boyunca bu aileye ait harika eserler bulunuyor. 1843 yılında başlayan çalışmalar 1856 yılında tamamlandığında ana binanın 285 odası, 43 salonu ve 6 banyosu varmış. Saraya misafirlere denizden gelme imkânı da sunmak için 600 metre uzunluğunda bir rıhtım yapılmış. Sarayın ana giriş kapısı Has Bahçe'nin yanında bulunuyor. Sultanlar, karadan geldiklerinde bu kapıdan içeri girerken, denizden geldiklerinde ise ortada bulunan kapıdan içeriye giriyorlarmış. Sultan 2. Abdülhamid için inşa edilen 27 metre yüksekliğindeki, dört katlı saat kulesi, 1890’da Sarkis Balyan tarafından neobarok ve ampir üsluplar bir arada kullanılarak yapılmış.

Hem Osmanlı tarihinde hem de Cumhuriyet’in ilk yıllarında birçok önemli olaya tanıklık eden bu sarayın en önemli bölümü aynı zamanda en yüksek bölümü, görkemli Muayede Salonu. Osmanlı hanedanlığı, bu salonda tebrikleri kabul eder ve özel kutlamalar yapardı. Sağ tarafında, sarayın en büyük kısmı olan Harem bölümü bulunurken, sol tarafta Selamlık bölümü yer alır. Sultan Abdülmecid’in tuğrası, harem ve selamlık bölümlerinde görülebilir. Dolmabahçe Sarayı, Atatürk’ün son günlerini geçirdiği ve 10 Kasım 1938 tarihinde hayata gözlerini yumduğu yer olmuş. Saray, halkın saygısını sunması için 3 gün boyunca açık kalmış. Ardından, Atatürk'ün naaşı Sarayburnu üzerinden Ankara’daki ebedi istirahgahına doğru yola çıkmış. 

Sarayın yanında, Resim Müzesi’ne ve Cumhurbaşkanlığı İstanbul Ofisi’ne ev sahipliği yapan eski Veliaht Dairesi yer alıyor.

Tarihi Yer
Istanbul Naval Museum
4.9

Beşiktaş’taki tarihi yapılardan biri günümüzde şehrin en güzel beş yıldızlı otellerinden biri olan Shangri-La ‘ya ev sahipliği yapıyor. Geçmişte tütün deposu ve ITT Schaub-Lorenz fabrikası olarak hizmet vermiş. Bina ilk olarak, Demirağ ailesi tarafından 1930'larda uçak üretimi yapan bir fabrika kurmadan önce deneme atölyesi olarak inşa edilmiş. Aynı zamanda Türkiye’nin 10.000 km’lik demiryolu ağının 1.250 km’lik kısmını gerçekleştirmiş olan aileye bu nedenle, Atatürk "Demirağ" soyadını vermiş.

Otelin hemen yanında yer alan Deniz Müzesi çok kıymetli bir koleksiyona sahip. Yeni yapılan modern binasında özellikle Osmanlı'nın ihtişamını yansıtan 14 adet saltanat kayığı görülmesi gereken eserler arasında.

Tarihi Yer
Beşiktaş Pier
4.9

Beşiktaş'taki Birinci Ulusal Mimari tarzında inşa edilmiş tarihi iskele, çinilerle bezeli dış cephesiyle göz kamaştırırken hemen arkasındaki meydanda Kaptan-ı Derya Barbaros Hayreddin’in mütevazi türbesi ve heykeli karşılar sizi. Avrupalılarca “Kızıl Sakal” anlamına gelen Barbarossa ismiyle bilinen bu ünlü denizci bir rivayete göre semte de adını vermiş. Bazıları Barbaros’un kalyonlarını burada bulunan beş taşa bağlamasından dolayı, Beşiktaş isminin konulduğu söyleniyor. Diğer rivayet ise, Hz. İsa'nın beşiğinden bir parçanın buraya getirilmesinden bu ismin geldiği.

Tarihi Yer
Sinan Pasha Mosque
4.9

Beşiktaş Meydanı’nın karmaşası içinde sessizce duran Sinan Paşa Camii, 1553 yılında Osmanlı Donanması'nın denizcisi olan Kaptan-ı Derya Sinan Paşa tarafından, dönemin ünlü mimarı Mimar Sinan'a yaptırılmış. Kırmızı-beyaz çizgili dış cephesi ve altı köşeli sütunlara dayanan merkezi kubbesi muazzam bir estetik oluşturur. Caminin şadırvanı, 16. yüzyıl Osmanlı zanaatkarlığının en özgün ve güzel örneklerinden biri.

Tarihi Yer
Çırağan Palace
4.9

Çırağan Sarayı, 19. yüzyılın ikinci yarısında Balyan Ailesi tarafından İstanbul'a kazandırılan muazzam saraylardan biri. Sarayın arkasında uzanan bahçeler, günümüzde Yıldız Parkı olarak bilinen şehrin nefes alma duraklarından birini oluşturuyor. Sarayın içinde, balo salonlarından toplantı odalarına kadar birçok özel mekan bulununuyor. 

Çırağan Sarayı'nın adı, "çerağ" kelimesinden türemiş, Farsça  “ışık dolu” anlamına geliyor. Çırağan Kempinski ise sarayın hemen yanında konumlanmış modern binada hizmet veriyor. Sarayın arkasında ise Yahya Efendi Hazretleri'nin türbesi bulunuyor. Yahya Efendi, Kanuni Sultan Süleyman’ın yakın dostlarından biriymiş. Mimar Sinan tarafından 1570’li yıllarda inşa edilen türbesi seferlerden sağ salim dönen denizcilerin şükranlarını sunmak için uğradıkları bir yer haline gelmiş. Aralarında Kanuni’nin kızlarından biri de olan hanedan üyelerinden bazıları türbenin haziresinde uyuyor.

Tarihi Yer
Küçük Mecidiye Mosque
4.9

Çırağan Sarayı’nın karşısında Yıldız Parkı’nın alt kapısı girişindeki Küçük Mecidiye Camisi 1848 yılında Sultan Abdülmecid tarafından yaptırılmış. Barok tarzıyla bir Balyan Ailesi tasarımı olan bu tek minareli cami; medrese, okul ve kervansarayın da içinde olduğu bir külliyeye aitmiş. Harcında Kâbe’den getirilen toprağın kullanıldığı caminin duvarları ve kubbeleri beyaz alçıdan çiçeklerle süslenmiş.

Tarihi Yer
Feriye Palace
4.9

Çırağan Sarayı’nın her iki tarafında da hanedanın diğer üyeleri için yapılan çok güzel saraylar çarpacak gözünüze. Bir zamanlar Osmanlı Hanedanı’ndan, sarayda yaşayan padişahın uygun gördüklerinin oturduğu binalardan Beşiktaş’a en yakın olanı Atik Paşa Sahil Sarayı, en uzak olanı ise köprünün hemen altındaki Hatice Sultan Yalısı. Çırağan Sarayı’ndan sonra gördüğümüz ilk saray, Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi olarak kullanılıyor. Galatasaray Üniversitesi’ne ait olan sarayların en güzelinde üniversitenin yabancı dil bölümü çalışmalarını sürdürüyor. Sarı renkli üniversite binasının devamında şehrin en iyi liselerinden biri olan Kabataş Erkek lisesi yer alıyor. Sultan Abdülaziz 1874 senesinde şu an Kabataş Erkek Lisesi olarak kullanılan yalıda vefat etmiş. 

Ortaköy’e gelmeden önce, önünde 8 tane sütun göreceğiniz ilginç bina ise geçmişte sarayların güvenliğini sağlayan 19. yüzyıldan kalma Feriye (Tabya) Karakolu. Günümüzde aynı adı taşıyan harika bir restorana ev sahipliği yapıyor.

Tarihi Yer
Ortaköy Mosque
4.9

Eski kozmopolit günlerinin ipuçları her köşesinde saklanmış olan Ortaköy’ün belkide en dikkat çeken yapısı, adeta suyun üzerinde oturuyormuş hissi yaratan Ortaköy Camisi’dir. Asıl adı Büyük Mecidiye. Barok tarzın en güzel örneklerinden biri olan caminin yüksek camlarından giren ışığın içeride yaptığı oyunları izlemek ise büyüleyici bir deneyim. Caminin sol tarafında bulunan hünkar kasrı, cuma selamına gelen sultanların namazdan önce veya sonra dinlendikleri yermiş.

Tarihi Yer
Esma Sultan Mansion
4.9

Ortaköy Camii’ni geçtikten sonra göreceğiniz Esma Sultan Yalısı, Sultan 1. Abdülhamid’in kızı, Çerkez Mehmed Paşa’yla evlenen Esma Sultan için yapılmış. 2. Mahmud’un kız kardeşi olan Esma Sultan yazılanlara göre çok renkli bir hayat yaşayıp geride gözü yaşlı çok sayıda erkek bırakmış. Yalı önce okul, sonra tütün deposu, 1975’teki yangında harabeye dönmeden önce de kömür deposu olarak kullanılmış. 1990’larda geride kalan dört duvarın içine cam ve çelik konstrüksiyon giydirilen yapı günümüzde etkinlik ve organizasyonlar için kullanılıyor.

Esma Sultan Yalısı’nın hemen yanında yer alan, eskiden Armaggan Bosphorus Suits olarak hizmet veren 3 beyaz yalının en sağdaki Sarkis Balyan’a aitmiş. 1860’lı yıllarda Sultan Abdülaziz, Beylerbeyi Sarayı’ndaki çalışmaları nedeniyle Sarkis Balyan’ı ödüllendirmek istemiş ve bu araziyi ona tahsis etmiş.

Tarihi Yer
Hüsrev Kethuda Bath House
4.9

Trafiğin en sıkıştığı noktalardan birinde Mimar Sinan’ın Beşiktaş’ta tasarladığı dört eserden biri olan hamam, Türklerin Ortaköy’e yerleşmesinden sonra inşa edilen ilk eser olarak biliniyor. Günümüzde Beşiktaş Belediyesi’ne bağlı kültür merkezi olarak hizmet veren yapının, Vezir-i Azam Sokollu Mehmet Paşa’nın kâhyası Hüsrev Kethüda tarafından 1570’lerde yaptırıldığı sanılıyor.

Tarihi Yer
Etz Ahayim Synagogue
4.9

Ana cadde üzerindeki Etz Ahayim Sinagogu, 17. yüzyılın ortalarında bölgeye yerleşen Yahudiler tarafından inşa edilmiş. Ünlü İstanbul yangınları sırasında birçok kez hasar görmüş ve yeniden yapılmış. Semtin kozmopolit yapısının en güzel miraslarından biri olan sinagoğun ismi “Hayat Ağacı" anlamına geliyor.

Tarihi Yer
Ayios Fokas Greek Orthodox Church
4.9

Çarşıda dükkânların arkasına gizlenmiş olan Ayios Fokas Rum Ortodoks Kilisesi’nin tarihi aslında Bizans dönemine kadar uzanıyor. Bu bölge, o zamanlar burada bulunan aynı adlı manastır kompleksinin ismiyle anılıyormuş. Çan kulesiyle dikkat çeken yapı, Sultan 3. Ahmet döneminde semtte çıkan büyük bir yangında zarar görmüş. Sultan Abdülmecid’in fermanıyla, aynı yere yeni bir kilise inşa edildiği için kilise kapısında, yapımına destek veren padişahın ismi yazılmış.

Tarihi Yer
Bosphorus Bridge
4.9

İki kıtayı birbirine bağlayan ilk köprü, Cumhuriyetimizin 50. yılında hizmete açılmış. Ortaköy - Beylerbeyi arasında inşa edilen köprünün yapımı 1970’de başlayıp 1973’te tamamlanmış. Cumhuriyet Bayramı’nı takiben de 30 Ekim 1973’te o dönem için “dünyanın en uzun 4. asma köprüsü” olarak hizmete girmiş. 1074 metre uzunluğunda ve denizden 65 metre yüksekliğindeki Boğaziçi Köprüsü, 15 Temmuz askeri darbe girişimi sonrası, köprüde şehit olanlar anısına 2016 yılında resmi adı, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü olarak değiştirildi.

Birinci köprünün arkasında, pagoda tarzında gördüğünüz kırmızı renkli yapı, Bruno Taut Evi. Bruno Taut, önemli bir Alman mimar. Nazi rejiminden kaçarak İstanbul'a yerleşiyor. Şimdiki Mimar Sinan Güzel Sanatlar Akademisi’nde profesörlük yapan Taut’un en bilinen eserleri arasında Ankara Dil Tarih Coğrafya Fakültesi binası ve Trabzon Lisesi var. Aynı zamanda, Atatürk'ün Etnografya Müzesi’ne götürülen naaşının konulduğu katafalkı tasarlamış. Bir gecede tasarladığı katafalk, 24 aralık 1938’de vefat eden Taut’un son eseri olmuş. 

Hemen yanında yer alan pembe bina ise geçmişte bir hastane olarak kullanılmış. Günümüzde Alarko şirketinin merkezi olarak kullanılıyor.

Tarihi Yer
Ortaköy Mansions
4.9

Saray bölgesinden Boğaz köylerine doğru ilerlerken artık “Boğaz’ın İncileri” denilen yalıları görmeye başlıyoruz. Boğaz’daki yalılar, teknelerin yanaşabileceği iskeleleri ve kayıkhaneleriyle son derece zarif, ahşap binalar olarak inşa edilmiş. Osmanlı’da kullanılan “Sahilhane” nin karşılığı olan “Yalı” Yunanca’da “deniz kıyısı” anlamında bir kelime olan Aegialos’tan türemiş. Şehrin Boğaz bölgesindeki yapılaşma, Bizans döneminde manastırlar ve balıkçı köyleriyle başlamış. Özellikle Lale Devri’nden sonra Boğaz gerdanlığının üzerine inci gibi yalılar dizilmiş. Günümüze ulaşanların çoğu 19. ve 20. yüzyıldan kalma. 

Beyaz gösterişli Naime Sultan yalısı bunlardan biri. Yakınında ise, boğaz  köprüsünün hemen altında yeşil rengiyle Hatice Sultan Yalısı yer alır. Hatice Sultan ünlü yazar Kenize Murad’ın anneannesi. Kenize Murad’a İstanbul’ u ve annesinin ailesinin yaşadığı yerleri gezdirip tanıtmak da rehberlik kariyerimin güzel anıları arasında. “Hanım Sultan Sarayları” olarak bilinen bu yapılar, kapsamlı bir restorasyonun ardından otel olarak hizmet verecek. 

Tarihi Yer
Kuruçeşme
4.9

Bu şirin semtin Sahildeki Cemil Topuzlu Parkı ile yamaç boyunca uzanan Şeyhülislam Korusu arasındaki şimdiki yeşil görüntüsüne aldanmayın. Bir zamanlar kum ve kömür depolamak için kullanılan Kuruçeşme’nin geçmişini hatırlatan bir tek otobüs durağı adı kalmış: Kömür Tevzii (Dağıtım) Durağı!

Sahildeki parka ismini veren Cemil Topuzlu, İstanbul’un eski şehreminilerinden yani belediye başkanlarından bir tanesi. Cemil Topuzlu adını Harbiye Açık Hava Tiyatrosu’ndan hatırlayacaksınız. 

Semtin bugünkü isminin kaynağında ise Koruçeşme ismi var. Tezkireci Osman Efendi Camii’nin yanında, 17. yüzyılda yapılan Köprülü Hemşire Çeşmesi yer alıyor. Aslında semt geçmişte, çeşmesinden bol su akan ve yemyeşil bir bölgeymiş. Ama zamanla çeşme kuruyup, yeşillik azalınca Koruçeşme olmuş Kuruçeşme!

Buradan tam karşı yakaya baktığınızda şehrin en yüksek noktasını yani Çamlıca Tepesi’ni görebilirsiniz. Türkiyenin en büyük camisi olan Çamlıca Camii de burada yer alıyor.

Kuruçeşme’nin tepesinde ise Türkiye'nin en büyük bayraklarından birini göreceksiniz. İstanbul’un 1453 yılında Osmanlılar tarafından fethedilmesinin sembolü olarak bu bayrak 1453 metrekarelik bir alana sahip.

Kuruçeşme Parkı’na doğru devam ederken, deniz kenarında dikkatiniz çekecek olan yapı ise, oldukça gösterişli bir otel olan Mandarin Oriental.

Semt/Mahalle
Kuruçeşme Churches
4.9

Kuruçeşme'nin tarihinde, bir zamanlar birçok Ermeni ve Rum ailenin yaşadığı biliniyor. O zamanlardan kalma ibadethanelerden biri Surp Haç Ermeni Kilisesi.

Daha önce yapılmış bir başka kilisenin yerine Garabed Balyan tarafından 1881 yılında inşa edilen dikdörtgen planlı kilisede taş ve tuğla kullanılmış. Aynı sokakta yer alan Ayios Dimitrios Kilisesi’nin yerinde Heybeliada’ya taşınan Ruhban Okulu varmış. Kilisenin içindeki bir tünel, şehirde gördüğüm en sıradışı ayazmaya bağlanıyor. Ayios Sotiros Ayazması’nda, yüzyıllardır damlayan su duvarlarda kireçlenmeye yol açmış, bu yüzden ilk gördüğünüzde kendinizi ilginç bir mağaradaymış gibi hissediyorsunuz.

Kuruçeşme ve Arnavutköy’ün birleştiği noktada ise yüksek duvarların arkasında, yuvarlak ahşap kubbesini görebileceğiniz Ioannes Prodromos (Aya Yani) Kilisesi var.

Tarihi Yer
Galatasaray Islet
4.9

Boğaz’da karşılaşacağız toplamda 2 tane adacık bulunuyor. Bir tanesi kız kulesinin üzerinde bulunduğu ada diğeri ise Galatasaray Spor Kulübü’nün adını taşıyan bu ada. Galatasaray Adası, Esma Sultan Yalısı ve Çırağan Sarayı’ndaki başarılı çalışmalarının bir ödülü olarak Sultan 2. Abdülhamid tarafından Mimar Sarkis Balyan’a verilmiş. Adada iki katlı bir yalı inşa etmiş mimar ve burada fizik çalışmalarını yürütmüş.

Tarihi Yer
7

Arnavutköy

Arnavutköy, Boğaz’ın en güzel ilçelerinden biri olarak kabul ediliyor. Semtin en belirleyici özelliği ise muhteşem ahşap evleri… Betonlaşmaya karşı, bir köyün ne kadar güzel, ne kadar zarif olabileceğini bizlere hatırlatıyor. Bir zamanlar üzüm bağlarıyla ünlü olan Arnavutköy, daha sonraları, 19. yüzyıl başlarında çileği sayesinde daha popüler olmuş. Bugünkü adını, Sultan Abdülmecid tarafından getirilen Arnavut yapı ustalarından almış. Bir zamanlar kalabalık bir Rum ve Yahudi nüfusu olan semtte bugün sadece birkaç Rum yaşıyor.

Editörün Fotoğrafları
Önemli Noktalar
Taksiyarhis Greek Orthodox Church
4.9

Bir zamanlar kalabalık bir Rum ve Yahudi nüfusa sahip olan Arnavutköy’de, geçmişten izleri taşıyan önemli bir yapı Taksiarhis Kilisesi. Tarihi Bizans döneminde kadar giden yapı, Muzurus Paşa tarafından yaptırılmış. Camiye benzer ana kubbesi ve girişte çan kulesiyle etkileyici bir görüntüsü var. Kilise Mikail ve Cebrail’e adandığı için, “baş melekler” anlamına gelen Taksiarhis adını almış.

Tarihi Yer
Kuruçeşme/Arnavutköy Mansions
4.9

Ali Vafi Köşkü, Galatasaray Adası’nın karşısında iki üçgen çatısı ile dikkat çekiyor. Viktorya mimari tarzında inşa edilen bu köşk, etkileyici detayları ve tarihî atmosferiyle göze çarpar. Ali Vafi Bey Girit kökenli bir bankermiş. Köşkün arkasında, Robert Koleji binası görülüyor. Bu yalının hemen önünde, panjurları bordo renkli yalı; Atatürk’ün kız kardeşi Makbule Hanım’ın yaşadığı Makbule Atadan Yalısı. 

Deniz kıyısından Arnavutköy’e doğru giderken karşınıza çıkan Kırmızı Yalı, Halet Çambel Yalısı olarak geçiyor. 1830’larda Sultan 2. Mahmud’un Ermeni bahçıvanı için yaptırılmış. Yalının arkasında yer alan Robert Kolej’den mezuncolan Halet Çambel ünlü bir arkeolog. Kazdığı yerlerden biri de en ilginç Hitit şehirlerinden olan Osmaniye yakınlarındaki Karatepe. Çambel Ağahan ödüllü Nail Çakırhan ile evliydi. Yalıyı ise Boğaziçi Üniversitesi’ne bağışladı.

İlk Çağlarda tepedeki kireç ocaklarından dolayı adı Hestai olan Arnavutköy, yüzyıllar içinde çok isim değiştirmiş. 19. yüzyılda bugünkü adını almadan önce “Melekler Köyü” anlamında Horasmoto denmiş. Arnavutköy ismine dair ise iki görüş var: İlkine göre, Sultan Abdülmecid tarafından getirilen Arnavut yapı ustalarından almış adını ve bu ustaların elinden çıkan yollara da arnavut kaldırımı denmiş. Diğer görüş ise İstanbul’un fethinden sonra semtin güvenliğinin Arnavut asıllı yeniçerilere verildiği, isminin de buradan yadigar kaldığı yönünde.

Arnavutköy’e gelince rengarenk güzelim ahşap binaların gözünüze çarpmaması mümkün değil. Geçmişte yalı olan bu binalar 80’li yıllarda önlerine kazıklı yol yapılınca yol yalısı olmuşlar. 

Tarihi Yer
Akıntıburnu
4.9

Deniz kıyısındaki Arnavutköy Camii 1832 yılında Sultan 2. Mahmud tarafından yaptırılmış. Bir adı da Tevfikiye Camii olan yapının, henüz Müslümanların Arnavutköy’e yerleşmeden önce kışladaki askerlerin ibadetleri için yapıldığı sanılıyor. Caminin hemen yanında göreceğiniz Süslü Karakol ise 19. yüzyılda inşa edilmiş kagir bir bina.

Arnavutköy Akıntıburnu, Kandilli gibi Boğaz’da akıntının en fazla olduğu yerlerden biri. Geçmişte, burnu geçebilmek için bazı tekneler sahilden iplerle çekilirmiş. 15. yüzyıl yazarı Petrus Gyllius, yengeçlerin bile Akıntıburnu’na geldiklerinde sahile çıkıp yollarına karadan devam ettiklerini yazmış!

İstanbul’da 3500’den fazla cami, 19 sinagog ve 400 civarında kilise bulunuyor. Bu kiliselerin 90 civarı Rum Ortodokslara ait. Arnavutköy ve Bebek arasındaki semt Çamlıbahçe olarak geçer. Burada hakim bir tepede göreceğiniz köşk,İzzetabad Kasrı. Boyalı Köşk olarak da geçen binada yaşayanlar arasında Belgin Doruk da var.

Semt/mahalle
Egyptian Consulate
4.9

Mısır Konsolosluğu,Bebek'te göze çarpan en etkileyici yapı. Bu binanın yerinde Sultan 1. Abdülhamid’in şeyhülislamlarından Dürrizade Esseyyid Mehmed Ataullah Efendi’nin yalısı bulunuyormuş. Dürrizadelerden sonra yalı Sadrazam Mehmed Emin Rauf Paşa’ya, ardından da Sadrazam Âli Paşa’ya geçmiş. Âli Paşa’nın dışişleri bakanlığı sırasında yalı önemli konferans, ziyaret ve davetlere ev sahipliği yapmış. Âli Paşa’nın ölümünden sonra Sultan 2. Abdülhamid yalıyı satın alarak son Mısır Hıdivi Abbas Hilmi Paşa’nın annesi ve eski Hıdiv Tevfik Paşa’nın eşi Hıdiva Emine’ye hediye etmiş. 

Art Nouveau üslubundaki bu saray yavrusu, Hıdiv 1914’te İngilizler tarafından görevden alınana kadar yazlık olarak kullanılmış. Anlatılan şehir efsanesi doğruysa Emine Hanım binayı Türk Devleti’ne vermek istemiş ama resmî bir yazışma, koskoca Hıdiva’ya “Bebekli Emine Hanım” diye yollanınca vazgeçmiş ve büyükelçilik olarak kullanılması koşuluyla Mısır Devleti’ne vermiş. 1923’ten sonra büyükelçiliğin Ankara’ya taşınmasıyla bu yapı konsolosluk oldu ve 2010’da baştan aşağı, çok başarılı bir şekilde restore edildi. 

Tarihi Yer
Bebek
4.9

Bir zamanlar küçük bir balıkçı köyü olan semtin tarihi Hristiyanlık öncesi döneme kadar uzanıyor. İsminin kaynağı olarak kimileri “bebek kadar güzel” benzetmesini adres gösterirken kimileri fetihten sonra bu bölgeyi kontrol eden Bölükbaşı Mustafa Çelebi’nin yakışıklılığından dolayı verilen “Bebek Çelebi” lakabına atıfta bulunuyor.

Bugün Bebek Parkı’nın bulunduğu yerde, 18. yüzyılda Sultan 3. Ahmed tarafından yaptırılan Hümayun-u Abad Sarayı bulunuyormuş. Saray Abdülmecid’in padişahlığı döneminde yıkılmış. Genelde yazlık bir semt olarak kullanılan Bebek, 19. yüzyıl ortalarında vapur ve tramvay seferlerinin başlamasıyla sürekli ikamet edilen bir yer olmuş. Bebek bugün tartışmasız Boğaz’ın en çok rağbet gören semti, bir anlamda gör-görül yeri.

Bebek Parkı'nın hemen yanında 1912 yılında 1. Ulusal Mimari akımının öncülerinden Kemaleddin Bey tarafından yapılan, oldukça klasik tarza sahip Hümayun-u Abad Camisi veya bilinen adıyla Bebek Camisi bulunuyor.

Bebek’ten Aşiyan’a doğru giderken oval balkonları ile dikkat çeken beyaz zarif apartmanı, Narlıyan Apartmanı. Ayşe Sultan ile Arifi Paşa Korusu arasında Boğaziçi Üniversitesi yer alıyor. Aynı zamanda Bebek ile Aşiyan arasında 17. yüzyıldan kalma, İstanbul’daki nadir ahşap mescitlerden Kayalar Mescidi’ni görebilirsiniz. 

Mescidin yanında, taş duvarlar üzerinde 18. yüzyılda inşa edilen Yılanlı Yalı’yı bulunuyor. II. Mahmud, Hariciye Nazırı (Dışişleri Bakanı) Mustafa Efendi’nin yalısını pek beğenmiş ve konuyu ortak dostları Said Efendi’ye açmış. Said Efendi arkadaşını ve yalısını korumak için yalının yılanlı olduğunu uydurmuş. Padişahın yalıyı almasını önlemiş ama yalının adı da “Yılanlı Yalı” olarak kalmış. Geçirdiği yangın sonrasında yalının bir kısmı aslına uygun restore edilmiş ama diğer kısmı, maalesef beton bir apartman olmuş. 

Semt/mahalle
Aşiyan Museum
4.9

Bebek’ten Rumeli Hisarı’na doğru gelirken tepenin üstünde hükümet karşıtlığı ile tanınan şair Tevfik Fikret’in yaptırdığı küçük evi göreceksiniz. Robert Kolej’de Türk Edebiyatı profesörü olan Fikret, 1961 yılında evinin bahçesine defnedilmiş. 1945 yılında müze haline getirilen evinde aralarında son halife Abdülmecid Efendi’nin, Tevfik Fikret’in aynı isimli şiirinden ilhamla yaptığı  muhteşem “Sis” tablosunun da yer aldığı eşyalar sergileniyor. Aşiyan Farsça “kuş yuvası” demek. 

 Eğer nisan ayında buraları ziyaret ederseniz, çevrenin erguvanlarla dolduğunu görebilirsiniz. Erguvan ağacı İstanbul'a özgü bir ağaçtır ve şehrin her köşesinde bu muhteşem ağaçlardan görebilirsiniz. Batı dillerinde "Judas-tree" olarak anılan erguvan, Hz. İsa'nın havarilerinden biri olan Yahuda'nın ihanetini simgeleyen ilginç bir hikayeye sahiptir. Yahuda'nın ihanetinin ardından kendisini bir ağaca asmasıyla, beyaz çiçeklerin utancından kırmızı-pembe renge dönüşmesi ile meşhurdur. Bu şekilde, erguvan ağacı efsanesi doğmuş.

Tarihi Yer
8

Rumelian Fortress

Rumeli Hisarı'nın bulunduğu bölge, Boğaz'ın en dar noktalarından biridir, Asya ile Avrupa arasındaki mesafe burada yaklaşık 800 metreye düşer. Osmanlı İmparatorluğu, bu stratejik konumu değerlendirmek adına bu bölgeye iki hisar inşa etmiştir: Biri Yıldırım Bayezid tarafından inşa edilen Anadolu Hisarı diğeri ise torunu Fatih Sultan Mehmed’in yaptırdığı Rumeli Hisarı.

13 burçtan oluşan bu hisar, İstanbul’un fethedilmesinde yapılan en stratejik yapılardan biri. Mimar Müslihiddin hisarın mimarı olmasına rağmen padişah inşaatın her aşamasıyla yakından ilgilenmiş ve denizden bakıldığında sağ bölümün sorumluluğunu Saruca Paşa’ya, sol bölümü Zağanos Paşa’ya vermiş. Kıyıdaki kuleyi Halil Paşa’nın denetimine verirken deniz tarafındaki bölüme bizzat kendisi nezaret etmiş. Kuleler yapımlarını denetleyen paşaların adlarını taşıyor.

Editörün Fotoğrafları
Önemli Noktalar
Hacı Kemalettin Mosque
4.9

Kırmızı-beyaz çizgili ön cephesiyle dikkat çeken Hacı Kemalettin Camii, aslında mescit olarak yapılmış. Sonrasında Sultan 1. Mahmut tarafından camiye dönüştürülmüş.

Tarihi Yer
Ali Pertek Mosque
4.9

Dışı sıvasız, muntazam taş-tuğla karışımı duvarlara sahip Ali Pertek Camii, zamanın ileri gelenleri ve zenginleri, semtte bulunan diğer camilerden daha çok bu camiye geldiklerinden dolayı halk arasında “Beyler Camii" olarak da bilinir.

Tarihi Yer
Surp Santuht Church
4.9

Rumeli Hisarı bölgesinde yoğun olan Ermeni nüfusun halen aktif olan ibadet yerlerinden biri de Surp Santuht Kilisesi. Kilise binası ilk yapıldığı dönemde ahşap bir mimariye sahipmiş. Bu yapı kemerli pencereleri ve çan kulesiyle dikkat çekiyor.

Tarihi Yer
Borusan Contemporary
4.9

Boğaz’ın en güzel noktalarından birinde konumlanmış kuleli kırmızı tuğladan yapılmış bu köşk, Mısır Hıdivi Abbas Hilmi Paşa’nın Başyaveri Mısırlı Yusuf Ziya Paşa tarafından yaptırılmaya başlanmış ancak 1. Dünya Savaşı patlayınca inşaat durmuş. Yusuf Ziya Paşa ikinci eşi Nebiye Hanım ve Nebiye Hanım’ın ilk eşinden olan üç kızı ile birlikte, vefat ettiği tarih olan 1926 yılına kadar köşkte yaşmış. Yarım kalan inşaat nedeniyle halk arasında “Perili Köşk” olarak bilinen yapı, günümüzde Borusan Holding’e ev sahipliği yapıyor. Çok doğru bir kararla 2011 yılından itibaren binayı, hafta sonları Borusan Contemporary adıyla müze olarak açtılar. Sergilenen eserler de manzara da harika.

Eğlence
Tarihi Yer
Zeki Pasha Mansion
4.9

Köprünün hemen altında yer alan zarif, taş yalı Alexandre Valluary tarafından Zeki Paşa için 20. yüzyılın başlarında tasarlanmış. Zeki Paşa, 2. Abdülhamid’in sadık adamlarından biriymiş ve 17 yıl süreyle Tophane Müşirliği yapmış. Yalı daha sonra el değiştirip son Osmanlı padişahı Sultan Vahdeddin’in kızı Sabiha Sultan ile damadı Ömer Faruk Efendi’nin mülkiyetine geçmiş. Son Halife Abdülmecid Efendi’nin oğlu olan Ömer Faruk Efendi’nin büyük kızı Neslişah Sultan bu yalıda doğmuş. Ömer Faruk Efendi ve ailesi hanedan sürgüne gidene kadar bu yalıda yaşamış. Boğaz’daki nadir taş yalılardan olan dört katlı binanın yirmiden fazla odası var. Bir dönem bu yalıda, Boris Johnson’ın dedesi olan Ali Kemal’de yaşamış. Rekor fiyatla satışa çıkan yalı, dünyanın en pahalı evlerinden bir tanesi.

Tarihi Yer
Mediha Sultan Palace
4.9

Neoklasik tarzda yapılan Mediha Sultan Sarayı, açık pembe renkli kesme taş blok yapısıyla dikkat çekiyor. Bugün Metin Sabancı Baltalimanı Kemik Hastalıkları Hastanesi olarak kullanılan saray, 19. Yüzyıl ortalarında Mimar Sarkis Balyan tarafından Mustafa Reşid Paşa için tasarlanmış. Sultan Abdülmecid zamanında tam altı kez sadrazamlığa getirilen ve Tanzimat Fermanı’nın öncüsü olan Mustafa Reşid Paşa’nın oğlu Galip, Abdülmecid’in kızı Fatma Sultan’la evlenince bu sarayda yaşamışlar. Sonra Abdülmecid’in diğer kızı Mediha Sultan, Damat Ferit Paşa ile evlenmiş ve çift sarayın yeni sahibi olunca paşanın eşinin adı binaya verilmiş. 1838 yılında İngilizler ve Osmanlılar arasındaki Baltalimanı Antlaşması burada imzalanmış ve iki ülke arasındaki ticari kısıtlamaların bir kısmı ortadan kaldırılmış. 

Baltalimanı adını ise, Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’u kuşatırken kullandığı gemileri yapan Kaptan-ı Derya Baltaoğlu Süleyman Bey’den almış. Kaptan-ı Derya’ya “Balta” lakabı, bu gemileri yapmak için çok sayıda ağaç kesmek zorunda kalmasından ötürü verilmiş.

Tarihi Yer
Boyacıköy
4.9

Boğaz’ın en keyifli köşelerinden biridir. Boyacıköy 18. yüzyılda Sultan 3. Selim boyama sanatının geliştirilmesi ve ihtiyaç duyulan feslerin yapılması amacıyla Kırklareli’den İstanbul’a getirttiği aileleri Emirgan ve Baltalimanı arasına yerleştirmiş. Boğaz’ın en güzel köylerinden birinin adı o gün bugün Boyacıköy.Sokaklarında gizlenmiş ahşap evleri ve Osmanlı sivil mimarisinin güzel örnekleri ile Boyacıköy’ün sırtlarında Muhayyeş Korusu yer alır. Koruya ismini veren Misbah Muhayyeş, Beyrut’tan İstanbul’a gelip yerleşmiş ve Pera Palas Oteli satın almıştır.

Tarihi Yer
Emirgan
4.9

Emirgan Meydanı’ndan önce daha çok bir evi andıran Hamid-i Evvel Camisi’ni göreceksiniz. 1782 senesinde Sultan I. Abdülhamid tarafından yaptırılan caminin hemen yanındaki meydandaki çeşmeyi de eşi de inşa ettirmiş. 2009’da güzel bir restorasyon geçiren caminin yanında bir de Hünkâr Kasrı var. Caminin yanında 18. yüzyıl eseri, zarif bir yapı olan Şerifler Yalısı bulunuyor. Yalı muhtemelen 17. yüzyılda Emir Güne Han’ın Divanhanesi yerine inşa edilmiş. 

1945’teki istimlak sırasında Harem kısmı yıkılmış, sahille bağlantısı kesilmiş. Boğaz’ın Avrupa yakasındaki bu en eski yalı bir zamanlar Mekke Şerifi (Mekke ve Medine’nin yöneticisi) Hüseyin’e aitti. Şerif Arapları Osmanlı İmparatorluğu’na karşı ayaklandırması karşılığında İngilizlerden kendi krallığını tanımasını istedi. Arabistanlı Lawrence ile işbirliği yaparak Haziran 1916’da Osmanlı Devleti’ne karşı ayaklandı. Oğullarından Abdullah 1921’de Ürdün Emiri, diğer oğlu Faysal da Irak Kralı oldu. Türkiye‘de halifeliğin 1924’te kaldırılması üzerine Şerif Hüseyin kendisini halife ilan etti! 1930’a kadar Kıbrıs’ta sürgünde yaşadı. Bina şu anda Tarihi Kentler Birliği ve ÇEKÜL Vakfı tarafından kullanılıyor

Emirgan’ın ismi İranlı bir asilzade olan Emir Güne Han’dan geliyor. Emir Güne 1635’teki Revan Seferi sırasında kalesini Sultan 4. Murad’a savaşmadan teslim etmiş. Sultan tarafından İstanbul’a getirilmiş ve Yusuf Paşa adını almış. Sultan, Yusuf Paşa’ya o zamana kadar Feridun Bey Bahçeleri diye anılan 500.000 metrekarelik yeri, günümüzün Emirgan Korusu’nu vermiş. Aynı dönemde yaşayan Evliya Çelebi’nin şiirsel bir dille tasvir ettiği koruda bu iki yakın arkadaş çok uzun bir süre keyifli muhabbetler etmişler. 4. Murad’ın ölümünden sonra başa geçen Padişah İbrahim, Yusuf Paşa’yı idam ettirmiş. 19. yüzyılda Sultan Abdülaziz koruyu Mısır Hıdivi İsmail Paşa’ya vermiş. İsmail Paşa sahile muhteşem bir yalı yaptırdıktan sonra koruya da Sarı, Beyaz ve Pembe köşkleri inşa ettirmiş. Mısır’ı yönetirken büyük borçlar yapan İsmail Paşa, 1879’da Fransız ve İngilizlerin baskısıyla alaşağı edilmiş ve hayatının son günlerini Emirgan’da geçirmiş. 

1943’ten beri İstanbul Belediyesi bünyesinde halka açık bir park olarak kullanılıyor. Koru, özellikle bahar aylarında, Lale Festivali zamanında en renkli günlerini geçiriyor.

Semt/mahalle
Sakip Sabanci Museum
4.9

2002’den beri şehrin sanat hayatında özel bir yere sahip olan Sakıp Sabancı Müzesi, girişinde yer alan at heykelinden dolayı “Atlı Köşk” olarak da bilinen görkemli bir binada bulunuyor. 19. yüzyılda Sultan Abdülmecid tarafından Hıdiv Mehmed Ali Paşa’ya verilen arazideki köşk, daha sonraları yine bir Mısırlı prens tarafından satın alınmış ve onarılarak bugünkü haline getirilmiş. 1951 yılında Hacı Ömer Sabancı tarafından satın alınmış. Hacı Ömer Sabancı’nın vefatıyla oğlu Sakıp Sabancı köşke taşınmış ve burası Türkiye’nin en önemli sanayicilerinden biri olan aileye 1998 yılına kadar ev sahipliği yapmış. Zengin bir hat ve resim koleksiyonu bulunan müzede Rembrandt, Rodin, Dali ve Picasso gibi büyük isimlerin yanı sıra çağdaş sanatçıların sergilerine sıkça yer veriliyor. 

Müze
9

Anatolian Fortress

Anadolu Hisarı’nı yaptıran Yıldırım Bayezid, İstanbul'da çıkan isyanlar nedeniyle İstanbul'u fethedememiş. Daha sonra torunu Fatih Sultan Mehmet, 21 yaşında bu hayalini gerçekleştirmiş. Günümüzde Anadolu Hisarı, tarihi dokusunu koruyan ve Boğaz’ın harika manzaralarını izleyebileceğiniz bir semt. Küçüksu Deresi ile beraber “Asya’nın Tatlı Suları” olarak anılan Göksu Deresi, Anadolu Hisarı’na bambaşka bir hava katar.

Boğazın Asya kıyılarında akla ilk olarak Kanlıca, Beykoz, Kandilli gibi semtler geliyor. Keyifli parkları, kafe ve restoranlarıyla Anadolu Hisarı, ziyaretçilerine İstanbul’un en güzel görüntüleri eşliğinde dinlenme imkanı sunar. 

Editörün Fotoğrafları
Önemli Noktalar
Kanlıca
4.9

Kanlıca, yeşil atmosferi ve temiz havasıyla öne çıkıyor. Geçmişte Kanlıca körfezinde dolunay kutlamaları yapılıyordu. İnsanlar sandallarıyla mehtap seyirlerine  çıkıyorlardı. Bu bölgede ikinci köprünün hemen altında, ikiz çatısı ile dikkat çeken Lacivert restoranı görebilirsiniz. Bu yapı Türk sinemasında birçok kez kullanıldı, günümüzde restoran olarak hizmet veriyor.

Semt/mahalle
Anatolian Fortress Mansions
4.9

Kırmızı cephesiyle dikkat çeken Salih Efendi Yalısı. Salih Efendi, 2. Mahmud zamanında açılan ilk tıp okulundan mezun olmuş ve üç sultana başhekimlik yapmış. Birçok dizi ve filme ev sahipliği yapan yalı ne yazık ki 2018 yılında bir gemi kazasında önemli bir hasar aldı.

Amcazade Hüseyin Paşa Yalısı, Boğaz’ın en eski yalılarından biri. Anlatılanlara göre 1699 yılında Karlofça Antlaşması bu yalıda imzalanmış.

Sarı ayrıntılarıyla öne çıkan beyaz Marki Necib Bey Yalısı, ilk bakışta, üst üste konumlanmış, ayrı bloklar gibi görünen bir mimariye sahip. Marki Necip aslında, adından da anlaşılacağı üzere bir Fransız Markisiymiş. İstanbul’da tanıştığı Melike Aliye Hanım’la evlenebilmek için Müslüman olmayı kabul ederek, Ahmet Necib ismini almış. Yakınında zarif görüntüsüyle beyaz renkli, iki katlı Nuri Paşa yalısını görebilirsiniz.

Bir diğer beyaz yalı ise Zarif Mustafa Paşa Yalısı. Bu yalı aslında çalışanların kullandığı bir müştemilat iken günümüzde oldukça değerli. Denizle dudak dudağa olan anlamındaki Lebiderya tanımına tam uyan yalının içinde 300 yıllık tarihi bir hamam da bulunuyor. 

Anadolu Hisarı'nın büyük yalılarından biri de Bahriyeli Sedat Bey Yalısı. Kahverengi panjurlara sahip bu yalı, aynı zamanda Manolyalı Yalı olarak da biliniyor. Yakınındaki beyaz yalı ise Ali Rıza Bey Yalısı olarak biliniyor.

Anadolu Hisarı’nın hemen önünde Komodor Remzi Bey Yalısı’nı görebilirsiniz. Eski Başbakan Erdal İnönü, bir dönem bu yalıda yaşamıştı.

Tarihi Yer
Göksu
4.9

Eski zamanlarda sandal sefalarıyla meşhur olan Göksu Nehri’nin denize açıldığı yerde Sabancı Öğretmenevi bulunuyor. Boğazın en büyük ve geniş yalılarından biri, Kıbrıslı Yalı da hemen ileride yer alıyor. 

Kıbrıslı Yalısı’nın iki yanında yer alan beyaz yalı, Abud Efendi Yalısı. Bahçesinde sütunlar bulunan, bordo renkli Kont Ostrorog ve beyaz görkemiyle Ricardo Pulos yalıları arkasında ise Cemile Sultan Korusu uzanıyor.

Semt/mahalle
Küçüksu Pavilion
4.9

Küçüksu Kasrı'nın tarihi Bizans Dönemi'ne kadar uzanıyor. Osmanlı Dönemi'nde "Kandil Bahçesi" olarak bilinen padişahın özel bahçelerinden biri olarak öne çıkmış. 4. Murad'ın Küçüksu ve çevresini sevdiği ve buraya "Gümüş Selvi" adını verdiği biliniyor. Kasır günlük kullanım için tasarlanmış, bu nedenle yatak odası bulunmuyor. Günübirlik ziyaretlerle avlanmak veya piknik yapmak için kullanılıyormuş. Konaklamak için Dolmabahçe ve Beylerbeyi sarayları tercih ediliyordu.

Tarihi Yer
Kandilli
4.9

İki korunun arasında konumlanan Kandilli’deki akıntı burnu, şeytan akıntısı olarak geçer. Buradaki akıntılar 7-10 mili bulabiliyor. Çünkü Boğaz’ın en dar noktalarından birisi burada bulunuyor.

Bu civarda 3 güzel bordo ev göreceksiniz. En yukarıdaki  Kazanova Köşkü olarak geçer. Anlatılanlara göre aşklarıyla ünlü Kazanova İstanbul’a geldiğinde burada kalmış. Bu sebeple köşkte onun adıyla anılır olmuş.

Kandilli’deki muhteşem beyaz yalılardan biri olan Clifton Yalısı, eskiden Clifton Ailesi’ne aitmiş. Yalıyı üst katındaki üç küçük penceresinden ayırt edebilirsiniz. 

Türkiye’nin önemli büyükelçilerinden biri olan Fuat Bayramoğlu’na ait yalıyı ise ünlü mimar Sedad Hakkı Eldem tasarlamış. Yalı, kırmızı-beyaz cephesiyle dikkat çekici bir yapı.

Semt/mahalle
Vaniköy
4.9

Vaniköy, Boğaz'ın huzurlu ve yeşilliklerle çevrili köşelerinden biri. Tarihte önemli bir kişilik olan Vani Mehmed Efendi semte de ismini vermiş. Bir yangın sonrası harap hale gelen Vaniköy Camii yapılan restorasyon sonrasında yeniden Boğaz’daki anıtlar arasında yerini aldı.

Taş cephesiyle Recaizade Mahmut Ekrem Yalısı, uzun yıllar yağ fabrikası olarak kullanılmış. Çatısının ki ucunda yer alan bacaları ile dikkat çeken Ahmet Nazif Paşa Yalısı ise daha küçük bir yalı. 

Boğaz'ın en güzel yalılarından biri olan Mahmud Nedim Paşa Yalısı’nın sağ tarafı harem, sol tarafı ise selamlık bölümü. Selamlık bölümünde yer alan kule oldukça dikkat çekici.

Semt/mahalle
10

Kuleli

Kuleli Iskelesi, turumuzun son durağı, sizi etkileyici Boğaz manzarasıyla büyüleyici bir deneyim sunacak. Burada, geçirdiğiniz harika turun keyfini çıkaracak ve unutulmaz anılarla ayrılacaksınız.

Sorularınız,
Yanıtlandı
Satın Al
Ana Sayfa
Tekne Kiralama
Deneyimler
Rota
Menü